BADEMÇAY KÖYÜ

 

YAPRAKLI KİTABINDA KÖYÜMÜZ

 

(Cumhuriyetten Günümüze Yapraklı, s. 102-103, Yapraklı Kaymakamlığı Yayını, 1996 Çankırı)

 

         Köyün kuruluşuyla değişik söylenceler vardır. Bunların arasında en akla yakın olanı, köyün eski yerleşim yerinde bulunan çayın etrafında bol miktarda badem ağacı bulunması nedeniyle bölgeye Bademçay isminin verilmiş olduğuna dair söylencedir.

            Köy halkının, Sivas’ın Uzun Yayla bölgesinden gelip, buraya yerleştiği söylenmektedir. Bunun yanında köyün ilk halkının dokuz hane olarak Irmak Bucağı (Bugünkü Kızılırmak ilçesi)’ından gelerek buraya yerleştiği de kaydedilmektedir. Bu kaydın doğruluk payı da yüksektir. Çünkü, Kızılırmak’tan gelerek yerleşen aile isimleri köylüler tarafından bir bir sayılmaktadır. Bu aileler: 1. Sicooğil, 2. Serdar, 3. Sorutgil. 4. Ağızdeliğil. 5. Bodurgil. 6. Akbaşgil. 7. Koz Aliğil. 8. İmamgil. 9. Kibargil’dir.[1]

            

 

Köyle ilgili diğer bir söylence, köyün eskiden nahiye olduğu yönündedir. Nahiye müdürü Serdar imiş. Bağlı dört tane azalık bulunmakta olup, geniş bir arazi yapısına sahipmiş. Bu azalıklar ise Ünür Köyün’den[2] “Atmacaoğlu”, Yukarıöz Köyün’den[3]  “Boyacıoğlu”[4], Tatlıpınar Köyün’den[5]  “Zaimoğlu” imiş. O zamanlar Kastamonu’ya bağlı olduğu da ilave bilgi olarak verilmektedir.[6] “Osmanlı İmparatorluğu döneminde kadılık merkezi olan köy, sonraları bu özelliğini kaybetmiştir.”[7] diyen Bahattin Ayhan, ayrıca bu bilgilerin doğruluğunu da teyit etmiştir.

            Köy, İkizören Kasabası’nın kuzey batısında, Dereli sırtlarından batıya doğru akan ve köyün adını taşıyan Bademçay adlı kuru dere içinde, bir vadi içinde kurulmuş olan köyün Aşağı ve Yukarı Mahalle adıyla iki mahallesi vardır.[8] 

            Doğusunda Çiçek, batısında Ayseki, güneyinde Kullar, Kuzeyinde Davutlar ve Çakıllar köyleriyle sınır ve komşudur.[9]

            Yakın köylerle bağlantısı olan köyün il merkezine uzaklığı 45 km., ilçe merkezine ise 25 km.’dir. İl ve ilçeye ulaşım otobüs, minibüs ve traktörlerle yapılmaktadır.

1980 genel nüfus sayımında 34 hanede 174 kişi olan köy nüfusu, 1990 yılı nüfus sayımında 30 haneye düşmüştür. Köyde en kalabalık ailede birey sayısı 13’tür. Köy halkının şu anda bulunan nüfusu kadar kısmının, hatta bu nüfustan daha fazlasının dışarı göç ettiği söylenmektedir.

             Köyün içme suyu vardır. Akarsuyu yoktur. Bozkır görünümündeki arazisi steplerden oluşur. Yer yer orman bitkilerinden çam ve bunların yanında elma, armut, erik ve ahlat ağaçlarına da rastlanmaktadır. Tarım ürünlerinden arpa, buğday ve fiğin yanında, sebze olarak marul, soğan ve patates yetiştirilmektedir.

Köyde küçükbaş hayvan sayısı önemli bir yer tutmaktadır. 1988 yılı tespitlerine göre küçükbaş hayvan sayısı 441, büyükbaş hayvan sayısı 50, kümes hayvan sayısı 308’dir. Av hayvanları bakımından çevre köylerle benzer özellikler göstermektedir.[10]

 

[1] Aile olarak kaydedilen, günümüzde artık sülale adı olan bu aile adlarının bazıları derlemeyi yapan tarafından Sicooğil Sicopil, Ağızdeliğil Ağzı Aligil şeklinde yanlış kaydedilmiştir. 7. Sıradaki Koz Aligil adlandırması da yanlış olarak kaydedilmiş günümüzde hangi sülale olduğu belirsizdir.

[2] Eskiden Yapraklı ilçesine bağlıyken sonradan Çankırı merkez ilçeye bağlanmış olan Ünür adı yörede Üŋür (Moğolca mağara kelimesinden gelmektedir.) olarak söylenir.

[3] Eski orijinal adı olan, bütün yörede bilinen ve kullanılan Yukarı Baydiğin (Köktürk dönemine kadar giden Bay (zengin, bey) ve Tigin (Prens) adlarından oluşan birleşik bir ad olan Baytiğin > Baydiğin köyünün adı bazı kaynaklarda yanlış olarak Badiğin şeklinde yazılmasından dolayı Türkçe değil diye 1960’larda Yukarıöz olarak değiştirilmiştir.

[4] Bu kişinin ahvadı daha sonra “ÇANKIRI ilinin Kızılırmak ilçesine bağlı olan Boyacıoğlu köyü de buradan arazi alarak beldemizden ayrılıp tamamen buraya yerleşmiş durumdadır.” Yukarıöz Beldesi internet sayfasından.

Kurucusun adıyla yörede hala kullanılan tarihi Şotman ya da Şıh Osman olarak bilinen tarihi köyümüzün adı da 1960’larda şıh, şeyh kelimesinden dolayı Tatlıpınar olarak değiştirilmiştir.

[6] Köy ve bağlı olduğu Çankırı tarih süreç içinde ta Karatekin  Gazinin fethinden beri Kastamonu’yla bütünleşik bir idari yapı içinde olmuştur. Çobanoğulları ve daha sonra hemen hemen aynı sınırlar içinde devam eden Candaroğlu Beyliklerinde de aynı yönetim altında bulunan ilimiz ve köyümüz Candaroğlu Beyliği döneminde Candaroğullarından Kasım Beyin yönetiminde ayrı bir yönetim birimi olarak Osmanlının ilk dönemlerine kadar bir bütünlük içinde olmuştur. Isfendiyar Bey oğlu Kasım’ı Çelebi Mehmet’in Eflak seferine, yardım amacı ile gönderdi. Bu arada Isfendiyar Bey’in Beylik topraklarından Çankırı, Tosya ve Kalecik’i çok sevdiği oğlu Hızır’a vermek istemesi diğer büyük oğlu Kasım Bey’in gücenmesine sebep oldu. Kasım Bey Eflak seferinden tekrar Kastamonu’ya dönmedi. Çelebi Mehmet’in hizmetinde kaldı. Daha sonra Kasım Bey, Osmanlı Devleti’nin desteğini alarak kardeşine verilen yerleri babasından istedi. Osmanlı Devleti ile mücadeleyi göze alamayan Isfendiyar Bey, mecburen Ilgaz Dağı sınır olmak şartı ile Çankırı, Tosya ve Kalecik’i oğlu Kasım Bey’e verdi. Kasım Bey ölümüne kadar Osmanlı Devleti hizmetinde kalarak Çankırı ve civarlarında beylik etmistir. Çankırı’nın 1836’da Redif-i Mansure Ankara Müşirligine bağlandığını görüyoruz. Tanzimatla gelen yeni idari yapı dolayısıyla Kayseri, Çankırı ve Ankara, Bozok (Yozgat) Eyaletine baglandıgını görüyoruz. 1846 yılından sonra tekrar bir idari taksimata gidilmis ve Çankırı önce Ankara’ya sonra Kastamonu’ya bağlanmıştır. Eyaleti’ne baglı olan Çankırı Sancağı 1861 yılında İdare-i umumiye-i vilayet nizamnamesine göre Kastamonu Vilayetine baglı bir sancak haline gelmiştir. Kastamonu Vilayeti kendi içinde, Merkez, Bolu, Çankırı, Sinop sancaklarına ayrılmıştır

[7] Ayhan, Bahattin. Çankırı ve İlçeleri. Ankara 1988 s.  Bahattin Ayhan yanısıra Tayyip Başer de Dünkü ve Bugünkü Çankırı (Ankara 1956)  adlı eserinde Bademçay Köyü bölümünde aynı bilgiyi vermektedir. 

[8] Kuru dere diye bahsedilen akarsu yatağı Güneydoğudaki Hebil taraflarından doğarak güneydoğu batı istikametinde köyün içinden geçen kıştan haziranın ortalarına kadar akan, köylülerce Böyük Çay olarak adlandırılan akarsu yatağıdır.

[9] Kuzey batısında Yaka köyüyle sınırdaş olduğu bilgisi atlanmıştır. Sınırları içinde Bademçaylılara ait tarlalar olmasına rağmen Ayseki köyüyle Gebeş taraflarından sınırdaş değildir. Arada Yaka köy arazisi vardır.

[10] Yaban hayvanları: Kurt, tilki, tavşan, sansar son zamanlarda domuz, ve 20223'ten sonra ayı görülmeye başlanmıştır. Kanatlılardan sıkça görülen serçe, kumru, güvercinlerin yanı sıra ibük denen ibibik kuşu, tezek kuşu, alakarga, garaguş denen kartal, akbaba (ne yazık ki tarlalarda ilaçlamalar başladıktan sonra akbaba ve karga nesli tükenmiştir.)vb., zehirsiz yılan türleri, çökelez denen sincap, porsuk, kösköpek denen köstebek vb.